Yapımcı Eda Çarıkçının Hikayesi

Film festivalleri eğer doğru yapılırsa, film sektörüne yeni projeler, yeni filmler ve yapılan filmlere destek veren sinema sektörüne önem verenlerin buluştuğu platformlardır.
 Tarih: 23-09-2022 18:12:35   Güncelleme: 24-09-2022 18:25:35
Yapımcı Eda Çarıkçının Hikayesi

75.Cannes Film Festivali’nde çok değerli dostlar edindim.

Bir kere her sinema sanatı ile ilgilenen kişilerin bu festivale katılıp gerek pazarlanan filmleri, gerek gösterime giren filmleri görmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Festival günlerinde bir akşam,  yönetmen yapımcı arkadaşlar ile restaurant ararken sohbet ettiğim özgüvenli, neşeli ve akıllı bir bayan arkadaş ile sinemadan konuşur iken Bursa doğumlu olduğunu öğrendim. Amerika’da Colombia Üniversitesi MFA’da yapımcılık master’ı yapan arkadaş bir çok filme de yapımcılık yaptığını öğrendim.

O günlerde rahat rahat sohbet edemediğim Eda Çarıkçı ile günler sonra Fenerbahçe’de bir cafede buluştuk. Bu pırıl pırıl arkadaşım ile harika bir söyleşi gerçekleştirdim.

M. Haluk YALÇINKAYA: Tiyatro, sinema sanatına nasıl ve nerede ilginizi çekti ?

Eda ÇARIKÇI: Çocuk oyuncu olarak 4 yaşımda başladım. Sonra işte tiyatro, müzikal yapıyordum Bursa’da Bursa’mızda.

Lisede bir ara bıraktım. Bursa Anadolu Lisesinde çok fazla  tiyatro çalışması yoktu. Koç Üniversitesi’ne geçince annemler medya okumama izin vermediler, istemediler.

O yüzden işletmeden girdim ve çift ana dal yaptım medya ile birlikte. Ondan sonra tekrar film üstüne daha çok ders aldım. Koç Üniversitesi’nde,  medya ve görsel sanatlar diye geçiyor. Sonra o sırada her şeyi yaptım, yönetmenlik, yapımcılık, yazarlık ama çok uzmanlaşmıyorsun Koç’ta.

Her şeyden biraz biraz öğreniyorsun. Tasarım, dizayn öğreniyorsun. Her şeyi az öğrenip hiçbir konuda uzmanlaşamadım. Sonra Zeynep Atakan’la çalıştım. 2018’de Antalya Film Forumu yapıyordu.  Onun platform programcısı oldum. Birebir görüşmelerini ayarlıyordum. Yazar, yönetmen, yapımcıların dağıtımcı festival organizatörleriyle görüşmelerini ayarlıyordum. Orada bir sürü mesleğinde uzman insanla tanıştım. Güzeldi ama Türkiye’de ki sektörün ne kadar küçük olduğunu gördüm. Ve ne kadar zor insanların film yaptığını gördüm. Ondan sonra Amerika’ya taşınmaya karar verdim. O sene Columbia’ya başvurdum ama giremedim. Çok üzüldüm. O arada kendi ilk uzun metrajımı çektim Cem Demirel’le. O da Londra’da okumuştu. London Film School da. Onunla çalıştıktan sonra ikinci sene bir daha Columbia’ya başvurdum ve girdim. Filminde montajı o kadar uzun sürdü ki pandemiden dolayı. Londra’da asıl montajı yapıyorduk. Los Angeles’ta CGA yapıyorduk. Böyle herkes dünyanın dört bir yanından birleştiriyorduk parçaları. O yüzden biraz uzun sürdü. Üç sene sürdü montajı. Sonra bitirdik bu sene Atlanta’da açtık. Ben tek başıma gittim prömiyerimize. Bizimkiler Londra’dan gelemedi. Çok heyecanlandım, gerildim. Bir yandan İngilizce gösteriyoruz. İlk defa Amerikalı seyirciye ve Atlanta insanların dünyayla daha az sosyalleştiği bir yerdi. Ama çok keyifliydi. Kimse terk etmedi salonları. Sonra soru cevaptan sonra benimle oturdular. 15 kişi falan soru sormaya devam etti. Çok keyifli geçti. Gerçekten insanlarda beğendiler filmi. Çok güzel tepkiler aldık. Oradan sonra Amerikalı bir dağıtımcıyla konuşmaya başladık hakları için. Türkiye’de de Adana’da açıyoruz. Altın Koza’ya yarışıyoruz.

M.Haluk YALÇINKAYA: Filmin konusu nedir?

Eda ÇARIKÇI: Bir balıkçı hikayesi. İki kuzen balıkçı Bozcaada’da yaşıyorlar. Kuzenlerden biri Yılmaz böyle daha adayla iç içe insanların sevdiği, örnek aldığı bir abi gibi. Anne babasını küçükken kaybetmiş. İnsanlarda böyle bir yer oluşturmuş orada değer kazanarak. Kuzeni Aslan ise daha içine çekinik bir karakter ve babasıyla ciddi sorunları var. Babası efsanevi bir balıkçı. Hiçbir zaman babası veya kuzeni gibi olamayacağını bildiği için daha sessiz sakin bir karakter. İnsanların dalga geçtiği, biraz zorbalığa uğrayan. Filme Aslan’ın bakış açısıyla başlıyoruz. Aslan’ın böyle o sıkışıklığıyla. Ondan sonra dalış yapıyorlar ikisi aynı teknede Ahmet abiyle birlikte her gün dalışa gidiyorlar. Monoton bir hayatları var ama memnunlar. Aslan bir gün daldığında ıstakoz yuvası buluyor. Istakoz yuvası da balıkçılar için piyangoyu vurmak gibi bir şey ve bunu kuzeninden saklıyor. Ondan sonra film Barış’ın karakteri olan Yılmaz’ın bakış açısına geçiyor. Ve onun psikolojik olarak yaşadığı başka şeyler eşiyle ayrılması ve aynı zamanda bu ıstakozları kuzeni gerçekten buldu ve ondan saklıyor mu diye paranoyaklaşan psikolojisi ve gittikçe alevlenen hareketleriyle adadan dışlanması ve kendini yalnızlaştırmasıyla ilgili bir psikolojik gerilim drama diyebiliriz.

M.Haluk YALÇINKAYA: Filmi nerede çektiniz?

Eda ÇARIKÇI: Bozcaada’da. Bütün adada çektik. Biz bayağı adanın yerlisi olmuduk. 6 ay falan kaldık. Paramız olmadığı için çok uzun süre kaldık.

M.Haluk YALÇINKAYA: Ada’da nerede kaldınız?

Eda ÇARIKÇI: Cem, aslında hikâyeyi yazma sebebi babasının orada evi var yılın yarısını orada geçiriyormuş yarısını İstanbul’da geçiriyormuş. Zaten bütün balıkçıları da gerçek balıkçılar oynadı. Başrolde ki iki kuzen sadece oyuncuydu. Onun dışında herkes gerçekten adada balıkçıydı. Sağ olsunlar.

M.Haluk YALÇINKAYA: Bu Bozcaada kalesinin orada ki balıkçılar mı yardımcı oldu ?

Eda ÇARIKÇI: Evet. Onlar balığa çıkıyorlar. Kooperatif var onun başkanı Ahmet Acar abi bizim kaptanımız Ahmet abiyi oynadı. Hepimiz dalış dersi aldık. Sualtında çektik.

M.Haluk YALÇINKAYA: Herodot’un ‘Tanrı insanlar uzun yaşasın diye Bozcaada’yı yarattı’ diye bir lafı varmış orada söylediler bana da.

Eda ÇARIKÇI: Gerçekten o kadar keyifliydi ki sabahtan içmeye başlıyorlar. Bütün gündemleri adada ne oldu en fazla Çanakkale’de ne oldu? Dünyanın geri kalanıyla ilgilenmedikleri için çok huzurlu da bir yandan.

M.Haluk YALÇINKAYA: Mendirek filminin yapımcısıydın, yönetmen ve yazar kimdi?

Eda ÇARIKÇI: Bizim bütün ekip Londra’dan geldi. Cem Demirer filmin yazar ve yönetmeniydi. Londra’da daha çok görüntü yönetmenliği yapıyor. Biz böyle her işi yapıyoruz. Türkiye’de pek öyle değil. Işık şefliği de yapıyoruz, görüntü yönetmenliği de sanat yönetmenliği de. Yapımcılık için de iyi her şeyi bilmek.

M.Haluk YALÇINKAYA: Sinema’da kariyerini nasıl planlıyorsun? Yapımcılık yoksa yönetmenlik düşünüyor musun?

Eda ÇARIKÇI: Aslında ben yapımcılık okumaya girdim Columbia’ya. Ben Zeynep Hanım’a da çok hayrandım çalışmadan önce de. Ondan da çok şey öğrendim. Zaten bana söyledi sağ olsun çalışmak ister misin daha kal diye festivalden sonra bende set görmek istiyordum. Setiniz olsa seve seve ama ben ofiste çalışmak istemiyorum dedim o da şimdilik set yok dedi o yüzden devam edemedik.

M.Haluk YALÇINKAYA: O zaman sinema maceran Zeynep Atakan’a gelince daha da alevlendi. Ondan evvel daha sakindi.

Eda ÇARIKÇI: Ondan önce, arkadaşlarım ile kısa film yapıyordum. Yapımcımılıkta yapıyordum yönetmenlikte de yapıyordum. İstanbul Film Akademisi’ne gitmiştim. Orada İlker Canıklıgil’den ders almıştım. Biraz bence Türkiye’de ki sorun şu genel olarak Koç’ta da aldığım eğitim ile ilgili bize yazmayı çok güzel öğretemiyorlar. Teknik olarak kendini mükemmelleştirebilirsin. Renklerle, o görüntüyü en mükemmele taşıyan teknik bilen insanlar var ama senaryo yazamayınca biraz daha altı boş kalıyor gibi geliyor bana. Mesela Gülse Birsel bizim okuldan mezun Columbia’dan. Onun yazışıyla bence diğer insanların yazışı arasında çok büyük fark var. Çünkü, senaryo yazmayı biliyor.

M.Haluk YALÇINKAYA: Senaryo yazmak için kültür gerekir o kültür olmadan istediğin kadar teknik bil hayat tecrübesi farklı kültürleri görmeden istediğin kadar senaryoyu bil.

Eda ÇARIKÇI: Ben mesela Esra’ya o yüzden de hayranım yani o kadar üretken bir kadın ki aynı anda beş senaryosu var şu an mesela fon bulsa yarın çekmeye hazır. Çok güzel işleri var. O üretkenlikte biraz Türkiye’de kısıtlıyor insanları. Yani günlük hayat derdine düştüğümüz için bende New York’a taşındığımdan beri daha üretkenim. Hayat kaygım azaldığı için. Şimdi iki uzun metraj yazdım bir tane televizyon pilot yazdım. Yani Türkiye’deyken daha sıkışık hissediyordum. Tam şey bulamıyordum. Şu an New York’ta yani dünyanın pislik yuvası bir yandan sorun var ama biz en azından beyaz gibi gözüktüğümüzden şanslıyız. Yoksa daha farklı sorunları da var yani oranın.

M.Haluk YALÇINKAYA: Ailen Bursa’da yaşıyor. Biraz ailenden bahseder misin?

Eda ÇARIKÇI: Babam tekstil ile ilgileniyor, ablam ise Trendyol’da strateji uzmanı mühendis o da Koç üniversitesinde endüstri mühendisliği okudu.  Ailem de sanatçı yok onu soruyorsan. Annemle babam hep sizinle çalışacağım dememi bekliyorlardı,  olmadı ben dönüyorum. dememi beklediler. Sonra Bozcaada’ya geldiler biz çekim yaparken o zaman da Bağbozumu Festivali vardı. Belediye başkanı sahneden indi. Benim yanıma geldi Edacım ne yapıyorsun falan annemlerle tanıştırdım. Jandarma geldi onlarla tanıştırdım. Sahil güvenlik, kaymakam geldi ben orada herkesle iş yaptığım için hepsini ile tanışmıştım ve annemlerle hepsini tanıştırdım. Sonra yürüyoruz bana “vay be sen gerçekten çalışıyormuşsun” dediler. Ben o sırada iki ayda yedi kilo verdim. O kadar koşturmaktan hani gerçekten kendimi böyle her şeyimizle çalışıyoruz ama annemle babam protokolü görünce sen çalışıyorsun dediler. Sağ olsunlar o zaman anladılar

M.Haluk YALÇINKAYA:  Ailen sana sinema konusunda fazla destek olmuyorlar mıydı?

Eda ÇARIKÇI: Yok köstekte olmadılar hiç. Beni çok şey buluyorlar maymun iştahlı. Aslında bu da mükemmel bir meslek çünkü zaten bir projeye giriyorsun altı ay yoğun çalışıyorsun bitiyor. Benim maymun iştahlılığıma da çok uygun. Çünkü hep başka bir değişim var. Bozcaada’da mesela dalış öğrendik, tekne kullanmayı öğrendim, kamyon kullanmayı öğrendim, araba lastiği değiştirmeyi öğrendim. Böyle yani çok hayati şeyler öğrendim. Şimdi mesela Ermenistan’a geçerken bir sürü sorun yaşadık. Her prodüksiyonun kendine göre ayrı derdi var. Kars’ta ağalarla nasıl konuşulur onu falan öğrendik. Annemle teyzem Kars’a geldi annem şey diyor Eda’nın içine başka biri kaçmış. Çok güzel bence Türkiye’nin her yeri. Amerika’da mesela çok sıkıntılı New York’ta film çekerken sinirleniyor insanlar beni çekme seni dava ederim diye. Sokakta kamerayı kuruyorsun orada ki kişi sana bağırmaya başlıyor sokağı da kapatamıyorsun. Türkiye’de de tam tersi beni de çek el sallıyorlar kameraya.

M.Haluk YALÇINKAYA: Adana film festivalinde  yarışan film “Mendirek” senin yapımcılığını yaptığın, Kars’ta çektiğiniz ise Öte filmi nasıl bir ekip ile çektiniz?

Eda ÇARIKÇI: Öte filminde yapımcı, yardımcı yönetmen ve oyuncuyum. Oynadım da bu sefer. Öte’yi İngilizce çektik. Karışık uluslararası bir ekip ile çektik.

M.Haluk YALÇINKAYA: Columbia Üniversitesi’ne nasıl seçildin? İstanbul’da mıydın Bursa’da mıydın? O süreç nasıldı?

Eda ÇARIKÇI: İlk uzun metrajım Mendirek filmini yaptıktan sonra İstanbul’daydım. Bir iki kısa film yaptım o arada. Deniz Bensusan ile Mavi Kuşlar Ülkesi adlı bir kısa film yaptık. O da çok iyi gezdi. Milano’ya gitti. Şile’de kamp yerinde çektik. Bilimkurgu kısa filmi. Ondan sonra ben zaten Columbia’yı istiyordum. Hem Gülse Birsel’i çok sevdiğim için bu ookulu tercih ettim.

M.Haluk YALÇINKAYA: Gülse Birsel’den etkilendiğini söyledin. Senin rol modelin diyebilir miyiz?.

Eda ÇARIKÇI: Evet küçükken de çok seviyordum Avrupa Yakası ilk çıktığında kim bu kadın falan diye. Böyle benzer de geliyor hikayemiz o da işletme okumuş sonra gitmiş Columbia’da benim şu an yaptığım master yapıyor bilmiyorum ben döner miyim Türkiye’ye oyunculuk yapmak istiyorum ama oyunculuk yaparsam Türkiye’de yaşamak istemiyorum.

M.Haluk YALÇINKAYA: Sinemacının zaten ülkesi vatanı yok ki dünya senin yani.

Eda ÇARIKÇI: Şeyi sevmiyorum yani mesela oyuncu bir arkadaşımla çıkıyoruz insanlar sokakta çeviriyor fotoğraf çekinmek istiyor bir şey anlatmak istiyor ben öyle yaşayamam yani onu biliyorum. O yüzden Türkiye’de oyunculuk yaparsam Amerika’da yaşayacağımın garanti olması lazım. Çok takdir ediyorum ama ben o şeyle yaşayamam. Yorar o insanı. Her an biri bana mı bakıyor gibi şeyler insanı kendinden uzaklaştırır.

M.Haluk YALÇINKAYA: Oyuncu olabilirsin bence o ışığın var

Eda ÇARIKÇI: Evet Malik İsasis ile Esra Saydam’da çok beğendi oyunculuğumu. Şimdi geri dönünce eğer vaktim olursa bir oyuncu koçu ile çalışmaya başlayacağım. Orada beğendiğim biri var onunla teknikler üzerine çalışacağım oyunculuğumu geliştirmek için. Kaç senedir aslında aktif oyunculuk yapmıyordum. Pandemiden dolayı virüs yayılmasın diye,  Columbia’da bizim oyuncularla çalışmamıza okul izin vermiyordu. O yüzden hepimiz birbirimizin filminde oynamaya başladık. Beni de sağ olsun arkadaşlarım beğendiler. Ben oynamaya başladım bir anda arkadaşlarımın filmlerinde. Tekrar böyle bir ısındım. Keyifli. En son sen geliyorsun sete. En güzel sen gözüküyorsun. Repliklerini söylüyorsun, çıkıyorsun. Herkes sana nasılsın diyor iyi misin diyor. Yapımcılığın tam tersi. Yapımcılık biraz da bebek bakıcılığı gibi herkes mutlu mu hep beraber hareket ediyor muyuz herkesin karnı tok mu iyi miyiz gibi ama oyuncu olunca o bebek sensin. O keyifli geldi açıkçası. Rolleri değişmek. Yapımcılık zor iş. Birde çok nankör bir iş. Festivale giriyorsun yönetmeni çağırıyorlar. Yönetmene ödülü veriyorlar. Sen o filmi 10 bin dolara da çekebilirsin 100 bin dolara da çekebilirsin ama sen 10 bin dolara çekmek için kendini paraladığında kimse seni takdir etmiyor yani o gözükmüyor.

M.Haluk YALÇINKAYA: Film çekiyorsun günlerce yönetmen ile beraber,  oyuncuyu sen oynatıyorsun sonra oyuncu en iyi oyuncu ödülü alıyor. Senin adın yok.

Eda ÇARIKÇI: Birde böyle şey diye bir laf Amerika’da en iyi yapımcı hata yaptığında gözükendir. O kadar hata yapmıyorsun ki gözükmüyorsun. Sette on sorun çıkıyorsa günde yönetmene belki biri gidiyor o da başkasından gidiyor senden gitmiyor, yapımcı sorunu çözüyor.

M.Haluk YALÇINKAYA: Hangi yönetmenleri beğeniyorsun?

Eda ÇARIKÇI: Dünyada Ruben Östlund favorim. Yorgos Lanthimos’u çok seviyorum. Yunan yönetmen. Onunla belki çalışma şansım var. Bu önümüzde ilk işinde. Staj yapmam lazım mezun olmak için bir ihtimal onlarla çalışabilirim. Bence böyle Türkiye’de de bence olabilecek bir tarz ben görmedim ama Yunanlılarla da benziyoruz ya aslında ilk filmi Köpek Dişi’nde üç kardeş var anne babası evden çıkmalarına hiç izin vermemiş evde kendi kendilerine büyütmüşler çocukları ama böyle hala evcilik oynar gibi kurallar var 17-18 yaşında çocuklar dışarı çıkılırsa sadece arabayla çıkılabileceğini düşünüyorlar onun içinde köpek dişinin çıkması lazım diyorlar. Sadece vcr ile film izliyorlar. O filmler de çocukken çektikleri filmler. Televizyon yasak. Dışarıyla hiçbir bağlantıları yok. Ve 17-18 yaşlarındalar ama hala 7-8 yaşlarında bir çocuğun aklında insanlar. Böyle şeyle dalga geçiyor anne babaların çok korumacı olduğunda çıkabilecek sorunlarla ilgili bir şey yazıp en uca her filminde en uca yazıyor. Bence Türkiye’de de böyle filmlere ihtiyacımız var gibi geliyor.

M.Haluk YALÇINKAYA: İstanbul’a ilk Zeynep Atakan’a mı gittin?

Eda ÇARIKÇI: Koç’ta gittim. 2013’te taşındım İstanbul’a. 2018’de mezun oldum. O yaz Zeynep Hanım’la çalıştım. Çift ana dal yaptım. İyi oldu. Çok faydası oldu.

M.Haluk YALÇINKAYA: Sanatçı ekonomiden çok anlamadığı için zarar görüyor. O bakımdan ekonomi okuman iyi olmuş.

Eda ÇARIKÇI: İyi oldu. Mesela reklamcılık dersi aldım işletme okurken o da neyin reklamı niye yapılıyor hangi izleyici senin kitlen aslında çok işe yarayan şeylerdi. New York’ta bir iki reklam da çektim. Para kazanmak için her şeyi yapıyorum. Reklam, müzik klipi, moda çekimi. Ne olursa yapıyorum.

M.Haluk YALÇINKAYA: Sanırım, yönetmenliğin de var?

Eda ÇARIKÇI:  Eren’in klibini New York’ta  çekeceğiz. Liseden arkadaşım. Yusuf karakterini oynuyor “Öte” filminde. Biz başka bir oyuncuyla çalışacaktık Disney’den dolayı yapamadık. Onların sözleşmeleri biraz kısıtlayıcıymış. Son dakika da oyuncu arıyoruz birkaç oyuncuya ulaştım onlarda işte ben kimin yerine geliyorum ilk tercihiniz değil miyim gibi egolar girdi araya. Onlar da haklılar sonuçta beni tanımıyorlar Amerika’dan gelmişim buraya arıyorum bir anda benim için oynar mısın diye. Sonra Esra Saydam dedi ki müzisyen tanıdığın var mı müzisyenlerde kamera korkusu olmuyor sahneye çıktıkları için hem de programları da rahat oluyor bizimki gibi değiştirilebilir oluyor freelance çalıştıkları için. Bir müzisyeni mi aslında oyuncu yapsak dedi. Sonra benim de aklıma Eren geldi. Evdeki Saat grubunun solisti ve yazarı. Eren’i aradım o da sağ olsun kabul etti. Çokta güzel oldu. Şimdi İngilizce plak şirketiyle anlaşmış. Avrupa turuna çıkıyorlar bu sene ilk defa Avrupa’da Amerika’da daha çok iş yapmak istiyor. İngilizce bir şarkısı var çıkaracağı onun klibini herhalde biz çekeceğiz gibi duruyor New York’ta. Müziği de çok güzel çokta iyi bir insan oyuncu da yaptık çokta güzel oldu.

Klip çekmek çok keyifli. Klipte özgürsün. Karıştır yine de güzel. Birde şimdi Türkler çok var New York’ta aslında yeni bir şey oluyor bence böyle çok insan göç ettiği için Türkiyeli film yapan insanlar çok arttı. Ve böyle birbirimize yardım ediyoruz arkamızı kolluyoruz. Çok güzel işler çıkacak.

Bu güzel söyleşiden sonra mendirek filmi ile 29.Uluslararası Adana Film Festivaline katılan Eda Çarıkçı ve yönetmeni Serdar Demirer Adana’dan ödülle döndüler.

Eda Çarıkçı’nın Bursa’da başlayan İstanbul’da ilerleyen ve Amerika’da devam eden macerası devam ediyor. Çok merak ediyorum, Amerika’da eğitimi devam ettikten sonra hangi projelere imza atacak. Eda takipteyim, yeni projelerini bekliyorum. İyi Seyirler.

Etiketler
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER Kültür-Sanat Haberleri
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 33 17 12 4 56 43 55 +13
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
8 Çaykur Rizespor 33 14 13 6 43 49 48 -6
9 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
10 Alanyaspor 33 11 10 12 43 46 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
13 MKE Ankaragücü 33 8 12 13 40 43 37 -3
14 Kayserispor 33 10 13 10 37 47 37 -10
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 33 9 17 7 37 50 34 -13
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 33 7 17 9 37 68 30 -31
20 İstanbulspor 33 4 22 7 26 61 16 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 31 22 6 3 70 27 69 +43
2 Göztepe 31 19 6 6 54 19 63 +35
3 Çorum FK 31 16 8 7 52 31 55 +21
4 Sakaryaspor 31 15 7 9 45 31 54 +14
5 Bodrumspor 31 14 7 10 39 21 52 +18
6 Kocaelispor 31 15 9 7 45 35 52 +10
7 Bandırmaspor 31 12 8 11 46 27 47 +19
8 Gençlerbirliği 31 12 8 11 37 30 47 +7
9 Boluspor 31 13 10 8 28 32 47 -4
10 Erzurumspor FK 31 11 9 11 28 27 41 +1
11 Ümraniyespor 31 10 14 7 34 42 37 -8
12 Manisa FK 31 8 11 12 38 37 36 +1
13 Keçiörengücü 31 9 13 9 28 38 36 -10
14 Şanlıurfaspor 31 8 13 10 28 33 34 -5
15 Tuzlaspor 31 8 14 9 32 46 33 -14
16 Adanaspor 31 9 17 5 24 44 32 -20
17 Altay 31 5 23 3 14 70 15 -56
18 Giresunspor 31 2 25 4 13 65 7 -52
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 34 24 5 5 76 29 77 +47
2 Van Spor FK 34 23 5 6 57 33 75 +24
3 Bucaspor 1928 34 20 5 9 51 24 69 +27
4 1461 Trabzon FK 34 19 6 9 64 35 66 +29
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 34 16 8 10 47 29 58 +18
6 Ankaraspor 34 15 8 11 42 32 56 +10
7 Karacabey Belediye Spor 34 13 10 11 40 32 50 +8
8 Ankara Demirspor 34 14 15 5 37 38 47 -1
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 34 13 14 7 42 36 46 +6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
12 Altınordu 34 10 13 11 40 34 41 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 34 10 13 11 24 34 41 -10
14 Serik Belediyespor 34 10 14 10 29 37 40 -8
15 Nazilli Belediyespor 35 11 16 8 38 57 38 -19
16 Zonguldak Kömürspor 34 9 17 8 35 54 32 -19
17 Kırşehir Futbol SK 34 5 21 8 32 68 23 -36
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 34 3 24 7 24 61 16 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Alanyaspor vs İstanbulspor
 28/04/2024 Pendikspor vs Kayserispor
 28/04/2024 Çaykur Rizespor vs MKE Ankaragücü
 28/04/2024 Trabzonspor vs Gaziantep FK
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Adanaspor vs Manisa FK
 28/04/2024 Boluspor vs Altay
 28/04/2024 Erzurumspor FK vs Çorum FK
 28/04/2024 Giresunspor (H:1) vs Sakaryaspor
 28/04/2024 Göztepe vs Gençlerbirliği
 28/04/2024 Keçiörengücü vs Ümraniyespor
 28/04/2024 Kocaelispor vs Bandırmaspor
 28/04/2024 Şanlıurfaspor vs Eyüpspor
 28/04/2024 Tuzlaspor vs Bodrum FK
 05/05/2024 Bodrum FK - Kocaelispor Kocaelispor ligde deplasmandaki son 6 maçında hiç kazanamadı  Bodrum FK yenilmez
 05/05/2024 Çorum FK - Şanlıurfaspor Çorum FK ligdeki son 8 maçında hiç kaybetmedi  Çorum FK yenilmez
 05/05/2024 Gençlerbirliği - Giresunspor Giresunspor ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Gençlerbirliği yenilmez
 05/05/2024 Altay - Adanaspor Altay ligdeki son 7 maçını kaybetti  Adanaspor kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Esenler Erokspor vs Adıyaman FK
 28/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Bucaspor 1928
 28/04/2024 Karacabey Belediye Spor vs Altınordu
 28/04/2024 Van Spor FK vs Ankara Demirspor
 28/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 28/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Kırşehir Futbol SK
 28/04/2024 1461 Trabzon FK vs Serik Belediyespor
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 19 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK - 1461 Trabzon FK 1461 Trabzon FK ligdeki son 8 maçında hiç kaybetmedi  1461 Trabzon FK yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI