İbrahim Şahin ve Tiyatro

Tiyatro sanatı sahnede değişik tecrübeleri, hayatları ve öyküleri gözümüzün önüne seren bir gösteri sanatı. Seyircilerin gözünün önünde hareket ve konuşmalardan oluşan bu sanat dalında önemli olan oyuncuların performansıdır.
Sanata adanmış bir hayattan bahsedeceğim. İzmir'de profesyonel tiyatro hayatına başlayan Bursa'da devam eden Sayın İbrahim Şahin'den bahsedeceğim.
 
M.Haluk Yalçınkaya: İbrahim Şahin kimdir, bize kendinizden bahseder misiniz?

İbrahim Şahin: 1978 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’ne başladım, 1982’de mezun oldum.

Mezun olduktan sonra beni İzmir Devlet Tiyatrosu’na stajyer sanatçı olarak atadılar.
Profesyonel serüvenimize başladık ve yirmi yıl çalıştım orada.
 
M.Haluk Yalçınkaya: Bursa Devlet Tiyatrosuna yolunuz nasıl düştü, anlatır mısınız?

İbrahim Şahin: Mezun olduktan sonra Bursa'ya gelme olanağım çok fazlaydı çünkü; o zamanlar genel müdürlüğümüzü yapan rahmetli Hocamız Cüneyt Gökçer de bizzat söylemişti.

Mezun olanlara Adana ve Bursa'da ihtiyacımız var diye.
 

Adana ve Bursa beklerken altı kişi mezun olduk birden bana gelen atama yazısında İzmir Devlet Tiyatrosu yazdı çok şaşırdım.

Üç arkadaşımız Adana'ya gitmişti, İki arkadaşımız Bursa'ya gelmişti, bu oranlamaya bakarsan Bursa'da olma şansının daha fazla idi. Yirmi yıl sonra yine kızım Irmak Şahin bizi Bursalı yaptı. Sevgili kızımız, Irmak Şahin Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı müzik bölümü kazandı, kızım beni Bursalı yaptı. 2002 yılından beri Bursalıyız. Bursa Devlet Tiyatrosu’na "Zilli Zarife" oyunu ile başladım nurlar içinde yatsın oyunu Soner Ağın ağabeyim yönetmişti. Çok keyifli çalıştık ve kendisi de Prömiyer'den sonra çocuklar yine davet edin yine her zaman gelirim demişti fakat prömiyerden İki gün sonra ağabeyimizi kaybettik.

Allah ekstra bir güç vermiş "Zilli Zarife" çıkartmak için böyle gösteriyordu, ışıklar içinde uyusun.
Bursa Devlet Tiyatrosunda birçok oyuncu arkadaşla çalıştım burada bulunan bu da tayin olmuş gitmiş arkadaşlarımız kim varsa hepsi aşağı yukarı çalıştım. Bora Özkula, Neriman Uğur, Halil Balkanlar ile çalıştık elemanları çalıştık şuanda bunlar siz saymaya kalksak herhalde bayağı tutar.
 
M.Haluk Yalçınkaya: Sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyorsunuz, Bunlar hangi ve nasıl projeler?

İbrahim Şahin: Ailemle birlikte sevgili eşim ve sevgili kızımızla birlikte engelli çocuklarımızla ilgili çalışmalar yapıyoruz. On yedi yıldır Bursa'da Nilüfer ilçesinde bulunan, "Eğitilebilir Engelliler iş Okulu" adında okulumuzda drama çalışmaları ile onların eğitimine katkıda bulunuyoruz. Eşim metinlerini oluşturuyor kızım müzisyen olarak katkıda bulunuyor. Önce işitme engelli çocuklarımızla bir ara çalışmalar yaptık. Bursa'da Armutköy tarafında bulunan yine engelli çocuklarımızla bir çalışmalar yaptık gönüllü olarak bir tutku halinde bu çalışmalarımızı devam ediyoruz.
 
M.Haluk Yalçınkaya: Filmlerde ve dizilerde oyunculuk yapıyorsunuz, bize bunlardan bahseder misiniz?

İbrahim Şahin: Ajansa kaydolmuştum oradan sinema ve dizilerde zaman zaman oynadım. Tabii tiyatrodan fırsat buldukça zaman zaman olanaklar ölçüsünde bunları yapmaya devam ediyoruz. İlk sinema filmi deneyimim Alman ZDF televizyonunun bir filmi oldu. Oscar'da Türkiye’yi temsil edecek Semih Kaplanoğlu’nun filminde oynadım, İnşallah hayırlısı olur sonunda. Annem adlı dizi ile başladım sonra Kurtlar Vadisi, Çiçek Taksi, Seksenler ve Yol Ayrımı adlı sinema filminde oynadım.
 
M.Haluk Yalçınkaya: Tiyatro ya nasıl başladınız?

İbrahim Şahin: Edebiyat öğretmenimiz yılsonu için bir oyun çalışacağınız söyledi. Seçmelerde bir şansımı deneyeyim dedim. Acaba yapabilir miyim korkusunu yaşadım, çok heyecanlı bir durumdu benim için ve ne olursa olsun gireyim dedim ve seçmelere katıldım ve kazandım. Ve benim tiyatro maceram başlamış oldu.

Ortaokuldaki oyunum "Harput’ta Bir Amerikalı" idi. Ortaokul ve lisede iki yıl tiyatro yapmaya devam ettim.
Tiyatro serüveni ortaokulda başladı sonra liseyi bitirdikten sonra eğitim enstitüsünde başladım, okulumu bitirmeme altı ay kala KHK ile ilerde kurulacak Antalya Devlet Tiyatrosunda çalıştırılmak üzere yerinde sınav adı altında yapılan sınava girdim. Sonra imtihanı kazananlara ihtiyaç duyulan illere atandı. Bir tutku haline dönüştüğünü bir vazgeçilemez bir şey oldum sanki hayatı anlamlı bulduğum bir yermiş gibi geldi yani. Çok yönlü adlandırabilirsin tiyatro tutkusunu tiyatro serüvenine.

İnsanın kanına bu virüs girince hiçbir ilaç yok maalesef onun ilacı tek, yükseltinin üzerine çıktığım sahnemiz. Orada olduğu sürece kendini iyi hissediyorsun mutlu hissediyorsun.

 
M.Haluk Yalçınkaya: Sizce, Tiyatro ve Sinema arasındaki benzerlik ya da fark nedir?

İbrahim Şahin: Benzerlik olarak sadece oyunculuk anlamında var da orada can katacağınız karakter ne ise aynı şekilde hazırlanıyorsunuz aşağı yukarı. Tabi tiyatro daha zor çünkü tiyatro da   "pardon" yok sinema da "Pardon bir daha çekelim" diye yönetmenin kafasındaki şekli bulana kadar çekim yapabilirsin fakat tiyatro da başlayıp bitirmek zorundasın. Her şey sıcak bir şekilde başlayacak ve bitecek. O yüzden tiyatro daha canlı ve zor tarafı var.
 
M.Haluk Yalçınkaya: Bursa Devlet Tiyatrosundan emekli oldunuz, şimdi sanat adına neler yapıyorsunuz?

İbrahim Şahin: 2008 yılında Devlet Tiyatrosu’ndan emekliye ayrıldım. Emeklilik teknik yani tiyatro yolculuğumuz hala devam ediyor ve ayakta kaldığımız sürecinin devam sürecek çünkü tiyatro bırakılası nasıl bir şey değil. Hayatını kendisi hayatın anlamına aradığımız, anlamını bulmaya çalıştığımız bir yer tiyatro dolayısıyla da keyifli bir şekilde devam ediyoruz.

Ayrıca Bursa'da üç yıl önce kurulan kafa Sahnesi yeni genç arkadaşlarımızın kurduğu profesyonel tiyatroda da ağabeylik yapıyorum, oyunlarda oynuyorum, yeni projeler ile geliştirmeye çalışıyoruz.
 
Bursa'da tiyatro çalışmalarına devam eden İbrahim Şahin'e bu güzel sohbet ten dolayı teşekkür ederim. İyi Seyirler.