“Ellbogan” Filmi Berlinale’de proimier yaptı

Türkiye çok göç alan bir ülke olduğu kadar aynı zaman da gurbete giden Türk’lerin olduğu bir ülke.

Gerek ülkenin konumu gerek Türk toplumunun yapısı itibari ile göçebe bir milletiz.

1923'den sonra ilk göç Yunanistan'dan Türkiye'ye 384.000 kişi ile göç almıştır. Ve hala devam ediyor.

Türkiye'nin en çok göç verdiği ülke Almanya oldu. Türkiye'den Almanya ya ilk göç 1960 yılında Almanya'nın iş gücü açığı sebebi ile başladı. 1961 yılında ise ülkeler arası yapılan antlaşmalar ile resmiyet kazandı ve davul ve zurnalar ile Münih tren istasyonunda karşılandılar.

Tabi bu arada Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının uyum problemleri baş göstermeye başladı. Genelde sorunlar kültürel uyum ve dil sorunu.

74.Berlinale'de Türk Filmleri hem yarışma da hemde gösterimlerde vardı. Bu çok gurur okşayıcı bir durum.

Şimdiye kadar  Almanya'da yaşayan Türk’lerin sorunlarını işleyen filmler ise: "Almanya, Almanya" 1984, Gegen die Wand "Duvara Karşı 2004, Auf der anderen Seite "Yaşamın Kıyısında" 2007, "Almanya'da bana Bana İkinci Şans ver" 2010. Bu filmler Almanya'da yaşayan Türk çocuklarının sorunlarını işleyen filmler.

Gelelim Berlin Film Festivali’nde yarışan filmler arasında Almanya da yaşayan bir Türk Kızının kimlik bunalımını anlatan izlediğim filme…

Berlinale'de izlediğim "Ellbogan" filminin romandan uyarlama bir senaryosu var. Fatma Aydemir'in 2017 yılında Almanca yazdığı ödüllü romanından uyarlama ödüllü bir kitap.

Hikayenin yazarı Fatma Aydemir, Berlin doğumlu.

İkinci nesil Almancı, göç hakkında çeşitli köşe yazıları ve araştırmaları var. Tabi kitabın senaryoya uyarlanması başka bir senaryo yazarı olan Claudia Schaefer ile beraber yazmış, Schaefer'in tv dizisi ve üç film yazmış bir senaryo yazarı.

Filmin görüntü yönetmeni Andaç Karabeyoğlu'nun güzel kadrajları filme sinematografi katmış. Film Türk göç filmleri arasında kadının ergenlik dramını anlatan ilk film diyebiliriz. Filmde senaryonun sorunsalları olsa da akıcı bir hikayesi var. Aslı Özarslan'ın ilk uzun metrajlı filmi şimdiye kadar Üç belgesel bir kısa film yapan yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi.

Filmin hikayesine gelince;  On yedi yaşında. Berlin'de doğan, Hazal Akgündüz. Aslında sıradan bir yetişkin biri iken, ergenliği ve var olma mücadelesi vermesi onu çeşitli olaylara sebep olur. Türkiye'den göç eden anne ve babası Almanya'da kendilerini yabancı hissetmesi Hazal a da yansır. Hazal'ın kendine konum arayışı ölümcül hatalar yapması. Olaylar Almanya'daki  polisinden kaçıp Türkiye gelmesine sebep olur. 

Film Generation bölümünde gösterime girdi. Film 18 yaşına giren gencin iki farklı kültür arasında yer aramasını işleyen bir drama, film kendi kulvarında ortalama bir film ama filmi tek başına değerlendirmek gerekirse başarılı bir film, daha iyi olabilir miydi? sorusuna cevap ararsak evet daha iyi olabilirdi. Benim film için puanı 7.

İyi Seyirler.