Dr. SERHAT ÜNAL
  Güncelleme: 23-04-2025 21:57:00   23-04-2025 21:11:00

Sabahattin Ali’nin izinde bir Balkan Gezisi

Çok sevgili gazeteci dostumuz Sevinç Çelebi doğduğu, çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği toprakları bizimle paylaşmak istediğinde nelerle karşılaşacağımızı henüz bilmiyorduk.

Ağırlıklı olarak Bursa’nın değerli gazetecileri ile çıktığımız yolculuğumuzda Yıldırım Belediyesi ile kardeş şehir olan Cebel başta olmak üzere soydaşlarımızın yaşadığı Kırcaali, Eğridere (Ardino) ve çevre kasabalarını içeren seyahat programı ile haberim oldu Sabahattin Ali sürpizinden.

Esasen ben kendisinin hep Gümülcine (Yunanistan) doğumlu olduğunu bildiğimden böyle bir detay aklıma gelmedi… Taa ki Ardino’nun o yıllarda Gümülcine sancağına bağlı olduğunu öğrenene kadar.

Yıllarca Osmanlı İmparatorluğunun himayesinde kalan bu topraklar aslında buram buram Anadolu kokuyordu, sürekli “Ne kadar da bize benziyorlar” hissiyatı uyandırmakla beraber, evleri, yaşam tarzları, misafirperverlikleriyle başka bir ülkede olduğunuzu hissetmiyordunuz.

Sokakların ve parkların temizliği, trafik karmaşasının yokluğu, insanların koşuşturmadan uzak sakin ve güleryüzlü halleri, kurallara ve birlikte yaşam kültürüne özenle dikkat eden biraz yaş ortalaması yüksek mutlu insanlar görmek beni benden aldı, “Neden biz böyle değiliz, neden sinirliyiz, neden sürekli acelemiz var” demekten alıkoyamadım kendimi.

Bütün dünyanın gıpta ile baktığı bu mükemmel ülkeyi  rant hırsıyla, doğa dostu olmayan projelerle, çocuklarımıza kalmayacakmış gibi kirletmekle kalmıyor; suni gündemler, siyasi ve dini kamplaşmalarla da sosyal olarak yaşanmaz hale getirmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Gençlik yıllarımdan beri  yazdığı roman, öykü ve şiirlerini her zaman büyük bir ilgiyle takip ettim Sabahattin Ali’nin. 

Özellikle Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz gibi dönemin usta isimleriyle beraber birbiri ardına kapatılan birçok dergi ve yazılı neşriyata imza atıp sürekli iktidarların hedefinde oldu. “Toplumsal Gerçekçilik” akımının ülkemizdeki öncülerindendi, eserlerini ve mücadelesini hep bu çizgide verdi.

Kendime kılavuz olarak gördüğüm nadir üstatlardan oldu ve gezi programında doğduğu bölgeyi ziyaret edecek olmamız heyecanlandırdı beni.

Gezimiz her yönüyle dolu, eğlenceli ve lezzetli olmakla beraber S.Ali’nin doğduğu topraklara basmak, o havayı solumak, Asker olan babasının görev yaptığı belediye binasının içerisinde kendisi için yapılmış müze evini ziyaret etmek, vakit geçirmek benim için büyülü bir anı oldu.

Hayatı hep zorluklarla, mücadeleyle, iftiralarla, hapislerle ve sürekli üretmekle geçen S.Ali hiç haketmediği  şekilde ve hala aydınlatılamayan bir suikast ile bu dünyadan göçüp gitti.

1930’lu yıllarda yazdığı kitaplar hala güncelliğini koruyor.

Ali Raif Efendiler, Kuyucaklı Yusuflar daha yeni yazılmış gibi gençliğin duygu dünyasına hitap ediyor, kitapları her daim çok satanlar listelerinden inmiyor, yazdığı duygu dolu şiirler şarkılarla, türkülerle yaşıyor. Halkın gönlünde yer etmiş bir değeri hiçbir mahpus, hiçbir suikast söküp atamıyor.

Ardino’da bir sürpizle daha karşılaştık.

S.Ali’nin müze evi, büstü ve belediye binasının bugünkü haline getirilmesinde büyük emeği olan,  Bulgar ve Rus edebiyatı üzerine eğitim görmüş gerçek bir entellektüel olan Selahattin Karabasev hoca ile tanışma ve kendisinden brifing alma şansımız oldu.

Değerli bilgilerini, emeklerini ve anılarını vakit ayırarak bizimle paylaştı.

Hiç bitmesin istediğimiz, huzuru ruhumuzda hissettiğimiz, güzel anılar ve dostluklar biriktirdiğimiz güzel bir gezi oldu. Başta gazeteci dostumuz Sevinç Çelebi olmak üzere, nevi şahsına münhasır şöförümüz Samet kardeşimize ve katılan tüm dostlara teşekkür ediyorum... 

  Bu yazı 5040 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI