Bir Bilge der ki; Geçmiş, geçmiş midir?

Genelde geçmez.

Geçmesine izin verebilenler; o an’a erişebilenler yani ermişler de bunu anlatamazlar…

Orhan Veli’nin de dediği gibi;

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

Ama artık biliminde gelişimiyle, bunun bir yolculuk olduğunu, çabayla, hevesle, istekle bir üst versiyonumuza ulaşmanın pek çok yolunu biliyoruz. Bunu mümkün kılan pek çok öğreti, kılavuz, danışman, koç, psikolog, psikiyatr, terapist ve pek çok yöntem bizimle birlikte.

Neden kullanmıyoruz?

Çünkü biz deli değiliz.

Günümüzde bunları kullanmamak delilik diye düşünüyorum.

Çünkü vaktimiz yok.

Önceliğimiz ıvır zıvır işler demek ki, istersen o vakti bulabileceğini hepimiz biliyoruz.

Çünkü bütçem uygun değil.

Bir üst versiyonun için biçtiğin değeri bir gözden geçirmeni dilerim.

Çünkü bunlar saçmalık.

Yaşadığın hayattan memnunsan, gelişim ve dönüşüm umurunda değilse bile; bir şans vermen, başka bir sen, başka bir hayat, başka bir dünyamümkün iken, buna razı olmamalısın derim.

Bugün dediğimiz şey, geçmişte ekilmiş tohumların hasadıdır. Hasattan memnun değilsen, bir tohumlara, toprağa, suya bakma zamanıdır. Memnunsan bile gerçek potansiyelin ya daha yüksek ise?

Yaşadıklarını sadece bugünün şartlarıyla değerlendiremezsin. Bugün dünün sonucudur. Yarın da bugünün sonuçlarını getirecek. Bu yüzden sonuçları değiştirmek bizim elimizde. Bunu bugün yapmazsak ne zaman?

Geçmişte olması gerekenler olmadıdiye bunun faturasını geleceğe kesemeyiz. Bu yüzden olmayanlardan çıkarttığımız sonucu değiştirmedikçe gelecek de değişmeyecek. Bunu tek başına omuzlamak zorunda değilsin! Yardım iste! Yetkin kişilere ulaş! Önce kendin için ve sonra hepimiz için. Yalnız değilsin emin ol! Senin şifalanman hepimize şifa olacak. Bunu önce kendine sonra hepimize borçlusun…

Zaman insanoğlunun düştüğü en büyük tuzak. Geçmişi bile dönüştürmek mümkünken, gelecekten korkmak niye?

Herşey mümkün,

Neşe ve huzur ile…