İslam hoşgörü dinidir!

Bshaberler / Nazan Bozan

Taşla zeminle kaplı yolda ilerliyorum.

Dışarıda Bursa'nın her yeri savuran Lodosuna karşı ruhum dingin ve huzurla dolu masmavi gökyüzüne bakıyorum.

Ağır adımlarla, tadını çıkara çıkara ilerliyorum.

Çocukluğum, ilk yetişkinliğe adım atışlarım bu kilise..

Çocukken akşam okul çıkışlarında okulun yalnızca iki yüz metre yukarısındaki bu kiliseye koşarak gelir, dış cephesi yarıya kadar toprak ve tonoz altında gömülü camlarından içeriyi görmeye çalışır, büyük bir merakla çoğunluğu dökülmüş, yağmalanmış olan tavanını inceler, fresklerdeki sanata hayran kalır, kendimizce yorumlar yine aynı koşar adımlarla evlerimize dağılırdık.

Ve bu pazar kilise hakkında bilgilenmek ve ibadetlerinde bulunmak için sayın İsmail Kulakçıoglu'ndan randevu alıyorum.

Bursa'da ibadete açık çok az kiliseden biri burası…

Necati Bey Kız Meslek Lisesi'nin tam karşısındaki bu kilise çok uzun yıllar bir kültür mirasının üvey evladı muamelesi ile ayakta kalmaya çalışmış, direnmiş ve azminin karşılığı olarak küçük cemaati ile hizmet vermeye başlamış.

Dilerseniz bundan sonrasını İsmail Kulakçıoglu'ndan dinleyelim:

"1880' li yıllarda Katolik yardım sevenler tarafından inşa edilen kilisenin cemaat oluşumu ise bu tarihten 50 yıl öncesine dayanıyor.

1835 yılında Fransız İpek Fabrikası sahipleri fabrikalarıyla birlikte Bursa'ya gelmeye başlıyorlar.

1837 yılında Bursa'da ilk İpek Fabrikasını Fransız Glaizil ailesi kuruyor.

O güne kadar Bursa'lılar ipek böcekçiliğini evlerde yapıyorlar.

Sonrasında İpek fabrikasının gelişimi Fransız'lar tüccar olan Rum ve Ermeni'ler sürdürüyor.

Ortaya çıkan iletişim sorununu çözümlemekte Fransız Rahibe'ler rol alıyor.

Ardından 8 Mart 1888’de Osmanlı Devleti bir Fransız okulunun açılmasına izin veriyor.

Bursa'da yaşayan bu Hristiyan cemaat kendi aralarında Pazar günü ve Bayram ibadetlerini Dominik'li Peder Thomas ile yapıyorlar.

İlerleyen yıllarda göçle birlikte kilise binası kaderine terk ediliyor.

1996 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Erdem Saker döneminde başlatılan restorasyon çalışmaları 2004 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Hikmet Şahin tarafından sonuçlandırılıyor ve Bakanlar Kurulu kararıyla hizmete açılıyor.". 

Kiliseden gelen müzik sesiyle kendime geliyorum.

Doğuş Bayramı dedikleri İsa Mesih' in yeryüzüne gelişini büyük bir coşkuyla kutluyorlar.

Kilisenin içi sade ama bir o kadar da şık bir şekilde bugün için hazırlanmış.

Cemaatin birbirlerine olan saygılarına, iletişimlerine hayran kalıyorum.  Restorasyon öncesi hâlini bildiğimi söylediğimde beni ilgiyle dinliyorlar.

İbadet sonunda İsmail Bey ile sohbet ederken onun hoşgörüsü, engin bilgisi, hümanist yapısı sarmalıyor ruhumu.

Dinler ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı, din adamları her konuda bir şey, bir konuda da her şeyi bilmeli diye düşünürüm ben.

Hizmet ettiği dine öylesine hakim ki sorularınız havada asılı kalmıyor. Kültürel yapısı ve hayat görüşü ile örnek olması gerektiğinin bilincinde bir tutum sergiliyor.

Kilisenin girişinde sağlı sollu yerleştirilen hizmet masalarının birinde kitaplar ücretsiz. Dileyen dilediği kadar İncil ve diğer kitapları alabiliyor. İster istemez beynim karşılaştırma yapıyor.

Biz ücretsiz Kur'an dağıtamayacak kadar yoksul muyuz? sorusu geliyor.  Öyle ya ilk emri "Oku" olan dinimizin kitabını okumaktan yoksun bir toplumuz biz. Okumadığımız, kendi dinimizi kulaktan öğrenmekle meşgulüz.

Yolunuz Heykel'e düştüğünde bu güzel kültür mirasını ziyaret edin. Hemen yanı başınızdaki bu güzel insanla tanışın.

İslam hoşgörü dinidir diyen "Mevlana’ya yüreğinizden bir selam gönderin. Sonra bütünün hayrına dua edin.

Yaradan her yerde ve hep bizimle.