"Mutluluk herkesin hakkı, mutlu olsunlar!"

Demem o ki;

Her insanın hayatında unutamadığı bazı anlar, anılar olduğu gibi, unutamadığı özel kişiler de vardır...

İşte böyle bir isim benim için Erol Savaş!

Çocukluğum, gençliğim..., hayranı olduğum müzisyen olmanın dışında, ağabeyimin arkadaşı olmasından da kaynaklı, bir nevi diğer abim, gurur kaynağım, övüncüm ve tanıdığım için şükrettiğim!

Nice güzel besteleri olan, şarkılarının bazıları 90'lı ve 2000'li yıllarda ünlü sanatçıların albümlerinde yer alan Erol Savaş kısa sürce önce 'Konuş Konuş' adlı single'nı çıkardı. Beste ve müzik Erol Savaş'a ait olan 'Konuş Konuş' kanımca yaz aylarında bizlere eşlik edecek ve de çok konuşulacak...

Konuşmayı seven, sevmeyen, 7'den 70'e hitap eden 'Konuş Konuş'tan sonra bende çok kıymetli bestekar-müzisyen Erol Savaş'la sizler için konuşmak, tanımayanlara bu değerli ismi tanıtmak istedim...

İşte yıllar sonra tekrar bir araya gelip gerçekleştirdiğimiz çok özel röportaj...

Erol Savaş kimdir? Sizi sizden tanıyalım….?

Erol Savaş veya Bulgarsitan'daki doğduğum ismim ile Erol Sabri Mehmet olarak, 1960'da - Bulgaristan-Cebel Kasabası'nın Baraklar Köyü'nde üç kardeşten en küçüğü olarak dünyaya geldim. 1981 senesinden beri evliyim, müzik alanında yüksek lisans düzeyinde eğitim görmüş iki oğlum var.

Hangi okullarda eğitim aldınız?

İlk okul 3'e kadar doğduğum köyde ve lise son sınıfa kadar Cebel ESPU Hristo Botev de eğitim gördüm.

Aldığınız eğitimde ve meslek seçiminizde ailenizin rolü ne oldu. Kendinize örnek aldığınız birisi ya da birileri var mıydı?

Öğrencilik yıllarımda ailem, yön ve meslek seçmemde bana daima destek olmuşlardır, müzği de sevip onu hayatımın anlamı olarak seçmemde en büyük rol, sanırım örneklik bir müzisyen, bir insan olan  rahmetli ağabeyim (aramızdan çok erken ayrıldı) Hasan Sabri Mehmet olmuştur.

Ne zamandır müzikle ilgileniyorsunuz? Müziğin hayatınızdaki yeri nedir? Ne sıklıkla müzik dinliyorsunuz?

Müziğe çok küçük yaşta  (7 yaşında) mandolin ve bağlama çalmak ile başladım, zaman geçtikçe müziğe karşı olan ilgimden dolayı olsa gerek, bir çok enstrumanı çalmayı ve şarkı söylemeyi öğrendim. Çok sık müzik dinlemekten ziyade, çok çeşit müzik dinlemeyi tercih ediyorum, bu bana daha iyi etki yapıyor ve ufkunu genişletiyor.
 

Müzik dolu bir hayatın içinde olmak nasıl bir duygu?

Aslına bakarsanız tersini, yani müziksiz bir hayatın nasıl bir duygu olduğunu bilmediğim için, benim için bunu söylemek zor. Özetle: Müziksiz bir hayatı düşünemiyorum! Yine de şunu söylemeliyim - müzik insanı daima pozitif, heyecanlı dünyadaki iyiliklere inançlı ve umut dolu tutuyor, bence müzik, tıpkı sevgi gibi, insandaki mutluluğun yegane kaynağı..

Bir nevi terapi yani...?

Kesinlikle! Müzik gerçek anlamda ruhun gıdası, hayatımızı anlama veya anlatma sanatıdır ayrıca...

Ailenizde sizin dışınızda müzikle ilgilenen başkası var mı. Müzik kendi seçiminiz mi, yoksa yönlendirmeler oldu mu?

Yukarıda da belirttiğim gibi, üç kardeşten en büyüğümüz olan Hasan Sabri Mehmet, Plovdiv de müzik eğitimi görmüş, mektepli iyi bir müzisyendi. Müziğe olan ilgim tamamen onun etkisiyle olduğunu düşünüyorum. Ancak müziği hayatımın anlamı ve mesleği olarak yapmış olduğum seçim tamamen bana ait.

Sadece şarkı söymemiyor sunuz. Kendi besteleriniz de var. Kaç besteniz var ve bunlardan hangisi göz bebeğiniz..

Evet, doğru, bir müzisyen olarak gitar, piano v.s. gibi enstrumanları çalmam ve şarkı söylememin yanı sıra, beste ve söz yazarlığı da yapıyorum. Şarkılarımın bazıları 90'lı ve 2000'li yıllarda bazı ünlü şarkıcılarımızın albümlerinde yer almıştır:

"Kavgam seninle değil" - Zafer Peker - 1994 / Peker  müzik
"Kapımın kilidi yok"      - Sencer          - 1998 / Bonus müzik
"İstanbul"                      - Asya             - 2002 / Sony   müzik

Göz bebeği kısmına gelince...

Evet, hepsinin ayrı bir hikayesi ve yeri olan, hatırı sayılır sayıda beste arşivim var. "Göz bebeğim" diyebileyeğim bir şarkım var mı? Sanırım o şarkı hala yazılmadı. Yine de "Oysa" mesela çok romantik çok melodik bir şarkım. Henüz karar vermiş değilim, ancak bir sonraki yayınlayacağım şarkı o olabilir.

‘Konuş konuş’ adlı çok güzel yeni bir single çıkardınız. Sözlerin özel bir anlamı ve kaynağı var mı…?

Bir şarkı yazarı, tıpkı bir şiir veya öykü yazarı gibi, gözlemleyen biridir. Gördüğü, gözlemlediği ve duyduğu olaylardan beslenir. Kaleme aldığınız her konuyu sizin yaşamış olmanız şart değildir, aksi takdirde çok kişisel olur, en azında benim için bu böyle. "Konuş konuş" da öyle mesela. Bir delikanlının, aşık olduğu kızın azarlarını zevkli bulan, hatta dilinde zehri bile bal gören çılgın bir aşığın hikayesi..

Müziğin sizi besleyen tarafları neler?

Müzik ruhun gıdasıdır, bu herkes için geçerli olan bir geçektir.

Müzik beni mutlu ediyor, sanırım bu başlı başına yeterlidir.
 

Geçmişe yönelik "Keşkeleriniz“ ya da geleceğe yönelik "Endişeleriniz“ var mı?

"Bir daha bu dünyaya gelme fırsatın olsa kim ve nasıl biri olarak gelmek istersin?" deseler - "Müzisyen Erol Savaş" olarak gelmek isterdim derdim. Ancak müziğin geleceği konusunda bazı endişelerim yok değil. Müzik ve hatta konuyu daha açmamız gerekiyor;  genel olarak sanat'a verilen önem git gide azalmakta. Her ne kadar bir insanın en az ekmek gibi, su gibi sanata da ihtiyacı olduğu bilinse de, sanata gereken desteğin gereksiz olduğunu düşünen zihniyetler var. Çok iyi bilinen bir gerçeği tekrar dile getirmek isterim:

2. Dünya Savaşının mağlubu Almanya, o zor şartlara rağmen ülkenin restorasyonuna ilk önce tiyatro ve opera binalarından başlamıştır. Çünkü insanların her şeyde önce en çok ihtiyacı olduğu şeyin, yüksek moral ve pozitiv ruh olduğunu çok iyi biliyorlardı.

Karakterinizin en belirgin özellikleri neler?

Aslında bunu beni iyi tanıyanların söylemesi daha doğru olur diye düşünüyorum... Sanırım prensipli, titiz ve azimli biri olarak tanımlayabilirim kendimi.

"Hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?"

Müziği ve sanat'ı hayatlarında eksik etmesinler. Tıpkı sahte para ve insanlardan sakındıkları gibi, sanatın da sahtesinden, ucuz ve yoz'undan sakınsınlar, kendilerini önemsesinler.
Mutluluk herkesin hakkı, mutlu olsunlar!